CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, şiddet olaylarındaki artışa dikkat çekerek, “Sokakta şiddet, okulda şiddet, bayana karşı şiddet, sıhhatte şiddet, öğretmene şiddet, Meclis’te şiddet… Çeyrek yüzyıllık AKP iktidarının, bu ülkeye ekonomik açıdan yaşattığı zorluklar, kullandığı lisan, ortaya çıkan o kutuplaşma ortamının vermiş olduğu ziyana baktığımız vakit, şiddet olaylarının bu düzeye geldiğini görüyoruz. Birinci seçimde, ne kadar erken gerçekleştirebiliyorsak, mevcut iktidardan kurtulup geleceği birlikte kurgulamamız, gelecek için birlikte çalışmamız lazım” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Youtube kanalı üzerinden “AK Parti’nin Çeyrek Yüzyıllık Kara Mirası: Tükenmişlik ve Toplumsal Şiddet” başlıklı yeni bir görüntü yayınladı. Emre’nin, AKP iktidarı müddetince şiddet olaylarındaki artış ve ağırlaştığı alanlar ile nedenlerini sorguladığı ve başta resmi sayılar olmak üzere çeşitli dataları paylaştığı görüntüden, öne çıkanlar şöyle:
“Çocuklarını koruyamayan bir iktidarın Türkiye’ye vereceği hiçbir şey yoktur”
“Türkiye, en son Narin kızımızın başına gelenleri ve orada duyulan acıyı içinde hissediyor, büyük bir halde yasımızı tutuyoruz. Alışılmış yas tutmak bize yetmiyor. Zira çocuklar bu toplumun en pakları, en savunmasızları ve çocuklar bizim geleceğimiz. Çocuklarını koruyamayan bir iktidarın Türkiye’ye vereceği hiçbir şey yoktur. TÜİK’in verdiği sayılar ve istatistiklere baktığımız vakit, yalnızca 2023 yılında çocukların karşılaştığı şiddet olayları, yani güvenlik ünitelerine gelen çocuk sayısına baktığımız vakit 537 bin. Bu 537 binin neredeyse yarısında çocuk, kabahatin mağduru olarak güvenlik ünitelerine getirilmiş. Bunların yüzde 61’i yaralama başlığıyla gelmiş, yani bu çocukların yüzde 61’i yaralanmış. Çocukların yüzde 12’si cinsel hatanın mağduru olarak gelmiş. Tehdit mağduru olan var, aile içi şiddet mağduru olan var.
Diğer yarısına bakıyorsunuz, suça sürüklenen çocuk. Oradaki sayılara baktığınızda da çok makûs bir tablo var. Çocukların yüzde 40’ı yaralama kabahati ile güvenlik ünitelerine gitmiş, yüzde 20’si hırsızlık, kıymetli bir kısmı uyuşturucu kullanımı. Bu, madalyonun görünen yüzü yani buz dağının görünen kısmından bahsediyorum, bir de bunun görünmeyeni var, bilinmeyeni var. Zira içinde yaşadığımız toplum prestijiyle ‘kol kırılır, yen içinde kalır’ mantığıyla birçok olay güvenlik ünitelerine yansıtılmadan kapatılıyor. En son Narin kızımızın olayında gördük…
Ölümlerden bahsediyoruz lakin şiddet çok taraflı bir kavram. Mesela Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Hata Ofisi bilgilerine nazaran, Türkiye’deki cinsel taarruz olaylarının yıllara nazaran artışı; 2016 yılında 5 bin 528 olan olay sayısı, 2022 yılında 9 bin 675’e yükselmiş. Çeyrek yüzyıllık bir iktidarın, bütün bu sayılar karşısında tweet atmak dışında yaptığı hiçbir şey yok.
“Her beş şahıstan biri dijital şiddete maruz kalıyor”
Şiddet kavramı o kadar yaygın ve her alana öylesine nüfuz etmiş ki hangi alandan bahsetsek elimizde kalıyor. Türkiye’deki dijital şiddet araştırması 2020 raporuna nazaran her 5 şahıstan biri dijital şiddete maruz kalıyor. Bu ne demek? Hakarete maruz kalıyor, görünüşüyle ilgili dijital şiddete maruz kalıyor, cinsiyetiyle ilgili maruz kalıyor, yaptığı açıklamalarla ilgili maruz kalıyor.
Özgür değiliz ve gençlerimiz geleceklerini yurt dışında arıyor
Sokakta şiddet, okulda şiddet, bayana karşı şiddet, sıhhatte şiddet, öğretmene şiddet, Meclis’te şiddet… Çeyrek yüzyıllık AKP iktidarının, bu ülkeye hem ekonomik açıdan yaşattığı zorluklar, kullandığı lisan, ortaya çıkan o kutuplaşma ortamının vermiş olduğu ziyana baktığımız vakit, şiddet olaylarının bu düzeye geldiğini görüyoruz. ‘Ak’ dediler, kara çıktı; büsbütün karamsar, kötücül, insanlara tükenmişlik sendromu yaşamaya sebebiyet veren, bu ülkenin yetişmiş, pırıl pırıl gençlerinin yüzde 70’i kendi geleceğini yurt dışında arayan bir ortamın şahsen sorumlusu bir iktidarla karşı karşıyayız. İstikrar dediler, kaosu yarattılar. Bu ülkedeki gençler ortasındaki işsizlik sayısına baktığınızda yüzde 20.
Sadece son 5 yılda ruhsal takviye arayanların oranının yüzde 40 arttığı bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. İnsanların bu hale gelmesinin faktörlerinden biri de kendilerini özgür hissetmemeleri. 2023 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke ortasında 165’inci sırada yer alıyoruz.
“Tek çıkış yolu ‘en’ erken seçim”
Çeyrek yüzyıllık müddet içerisinde çok büyük karamsarlıklar yaşadık, çok büyük eziyetler çektik, öfkeli bir toplum ortaya çıktı. Lakin geleceğimizi kurtarabiliriz. Bunun için kesinlikle dayanışmayı artırmamız lazım. Birinci seçimde, ne kadar erken gerçekleştirebiliyorsak, mevcut iktidardan kurtulup geleceği birlikte kurgulamamız, gelecek için birlikte çalışmamız lazım.” (ANKA)
|
Annesi ve babası Can Atalay’ın “suçlarını” anlatıyor
|
